Sınav Kaygısının Boyutları
1967' de Liebert ve Morris, sınav kaygısının birbirinden farklı "kuruntu" ve "duygusallık" olmak üzere iki boyutu olduğunu belirtmiştir
Kuruntu Boyutu : Sınav kaygısının bilişsel boyutudur. Başarısızlığın sonuçlarını düşünmek, başarmak için yeteneği hakkında kuşkuya düşmek gibi içsel konuşmaları içerir.
Duygusal Boyutu : Sınav ortamında kaygı ile ilgili fizyolojik reaksiyonlardır. Hızlı kalp atışları, terleme, üşüme, kızarma, sararma, mide bulantıları, sinirlilik ve gerginlik gibi bedensel yaşantılar, duygusallık belirtileri olarak kabul edilir.
Sarason' a (1975) göre, yüksek sınav kaygılı bireyleri değerlendirme ortamı ile yüz yüze geldiklerinde dikkatlerini başka işlere odaklaştırma eğilimi vardır. Yazar burada iki tepki üzerinde durmaktadır. Birincisi duyuşsal ve otonomi reaksiyonlarla ilgilidir. Örneğin, aşırı terleme, kalp atışlarının artması gibi tepkilerdir. Diğeri ise bilişsel boyut ile ilgilidir. Örneğin sınav sırasında kendi kendilerine "Ben aptalım", "Başaramayacağım" gibi telkinlerde bulunmaktadır. Bilişsel tepkilerin performansa olumsuz etkisi duygusal- heyecansal boyuttan daha fazla olmaktadır.
Salame (1984), kuruntu ve duyuşsallık boyutunu açıklarken kuruntu ve duyuşsallık boyutunu oluşturan elementler üzerinde durmuştur. Araştırmacıya göre, kuruntu boyutu aşağıdaki şu elementlerden oluşmaktadır:
Duyuşsallık boyutunda ise,kuruntu boyutunun aksine iki reaksiyon tanımlanmaktadır:
Yapılan çalışmalar öğrencilerin sınav esnasında duyuşsallık düzeyinin gittikçe azaldığını, kuruntu düzeyinde ise sınavın başlamasından bitimine kadar bir azalmanın olmadığını göstermektedir.