Hiperaktivite Nedir?
Hiperaktivite; motor davranışlarda ,bilişsel işlevlerde ,kişiler arası ilişkilerde ve ruhsal yönlerdin bozuklukların olduğu ,beyindeki bir zedelenmeden kaynaklanan ve çocukluk çağında en çok rastlanan psikiyatrik hastalıklardan biridir.
EN ÇARPICI BELİRTİLERİ :
MOTOR DAVRANIŞLARDA BOZUKLUKLAR:
Bu çocuklar aşırı hareketlidirler .Bu durum yürümeye başlamaları ile farkedilir ve giderek artar ve giderek artar .Özellikle ilkokula başladıklarında grup içinde başkalarını rahatsız edici düzeye varır. Hareketleri belli bir amaca yönelik olmayıp ,durmak yorulmak nedir bilmezler. İnce motor hareketlerinde bozukluklar vardır. Becerilerinde yetersizlik ,koordinasyonsuzluk dikkati çeker . Örneğin ;düğmelerini ilikleyemezler.
BİLİŞSEL İŞLEVLERDE BOZUKLUKLAR :
Dikkat süreleri çok kısadır. Herhangi bir duruma ,çalışmaya oyuna yoğunlaştırma yetileri düşüktür. Bu nedenle ,çoğunlukla zekaları normal yada normalin üstünde olmasına rağmen ,öğrenme güçlüğü ve okul başarısızlıkları görülür .Bellekleri normaldir ancak yargılamada bozukluklar görülebilmektedir.
KİŞİLER ARASI İLİŞKİLERDE BOZUKLUKLAR :
Kısa sürede ilişki kurmalarına karşılık arkadaşlık kuramazlar. Bir nedenle arkadaşlarını rahatsız ederler (saçını çeker,dürter,tükürür v.s) ve bu yüzdende arkadaşlıklarını sürdüremezler .Engellenmeye ve beklemeye tahammülleri yoktur. Bu durum ilişkilerini sürdürmelerine de engel teşkil eder.
RUHSAL BOZUKLUKLAR :
Ataktırlar ve çabuk uyarılırlar .Tehlikeyi kavrayamazlar ; kazalara uğramaları için sıkı bir denetim gerekir. Çok çabuk heyecanlanır ve coşkulu duruma geçebilirler. Basit nedenle ağlamalar ,tutturmalar yada aşırı neşe belirtileri gösterebilirler. Çoğu zaman depresyon ,davranım bozuklukları ,duygulanım bozuklukları ,bunaltı bozuklukları birlikte görülebilir.
TANI :
Dikkat eksikliği,ve hiperaktivite tanısının konulabilmesi için belirtilerin bir kısmının 7 yaşından önce başlaması ,en az 6 aydan beri devam ediyor olması ve yine en az iki ortamda (evde ,okulda ) sürüyor olması gerekir. Rehberlik Araştırma Merkezlerinde çocuğun doğumundan bugüne kadar geçen süre içerisindeki yaşam öyküsü anne ve babadan alınır . Öğretmenden çocukla ilgili değerlendirilmesi istenir ,okul başarısına ilişkin bilgi alınır .Zeka ölçümü yapılır ve şüphelenilen durumlarda nörolojik muayenesi istenir. D.E.H.B'nun ( Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu ) kesin tanısı ancak Çocuk Ruh Sağlığı (Ç R S ) ve nöroloji bölümlerinde konulabilir. R.A.M ' den alınan verilerin yanında Nöroloji ve Ç R S kliniklerinde yapılan tetkikler bir araya geldiğinde ) Ergenlik öncesi çağda çocukların ortalama %5-10 'u bu sendromu göstermektedir. Erkek çocuklarda görülme olasılığı kızlardan daha çoktur. Yakın akrabalarda görülme sıklığı yüksektir. Özgül gelişme bozuklukları, depresyon, bunaltı bozukluğu, alkol bağımlılığı, davranış bozukluğu, kişilik bozuklukları sıkça görülen ailelerdir.
BELİRTİLERİ NELERDİR :
TEDAVİ
D.E.H.B tedavi genellikle belirtilere yöneliktir. Aşırı hareketlilikleri dikkat kusurları üzerinde olumlu sonuç alınması tedavinin genel amacıdır. Ailenin tüm bireylerinin tedaviye katılımı çok önemlidir. Çocuğun gereksinimlerine yatkın, ilgili, sevecen, kronolojik yaşına değil gelişimsel yaşına göre kurallar koyup disiplin uygulayan ve bunda tutarlı olan bir aile ortamı bu çocuklar için en yararlı ortamdır. Aşırı hoşgörülü ve aşırı disiplin ise uygun olmayan tutumdur. Aileye bu konuda danışmanlık yapılmalıdır. Böyle bir çocuğun aile bireylerinden biri olmak kolay değildir. Aile parçalanmaları ya da bireyler arası uyumsuzluk sık görülür. Böyle durumlarda gerekiyorsa aile tedavisi yapılmalıdır. Çocuğa davranış terapisi ile birlikte ilaç tedavisi uygulanabilir.
EĞİTİMLERİNDE DİKKAT EDİLECEK KURALLAR:
Yukarıda yapılan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olan çocukların önlemler alınmadan normal bir sınıfta eğitim öğretimden yararlanmaları akademik başarılarının yüksek olması zekaları normal yada normalin üstünde bile olsa imkansız gibi görünmektedir.
Bu çocuklar çoğu zaman sadece yaramaz , tembel ve hatta zihinsel özürlü olarak değerlendirilmekte ve dolayısıyla kendilerinden beklentiler düşmektedir. Akademik başarısızlıkları devam etmekte ve giderek artmaktadır. Bu durum çocuğun benlik algısını olumsuz yönde etkilemekte , "öğrenilmiş çaresizlik" yaşanmakta ve bunlara paralel olarak bir takım ek psikolojik rahatsızlıklar (depresyon , bunaltı bozuklukları v.b. gibi ) ortaya çıkmaktadır.
İşitme , görme , ortopedik , zihinsel engelli çocuklar için , eğitim-öğretim boyutunda Kaynaştırma eğitimi önlem olarak alınmış olmasına karşılık , bu çocuklar için gerçekleşen başka herhangi bir önlem göze çarpmamaktadır. Çoğunlukla normal ya da normalin üstünde zekaya sahip olan bu çocuklar sınıfta kalmakta , başarısız , tembel öğrenci durumuna düşmektedir.
ÖNERİ 1:
Hiperaktif çocuklar için bir özel sınıfın bulunması , özel bir eğitim-öğretim programının uygulanması onların kendileri , aileleri ve toplumumuz için bir kazanım olacaktır. Zira hiperaktivitenin tüm belirtileri (dikkat eksikliği dışında) zamanla , yaş ilerledikçe ortadan kalkmakta ancak olumsuz yaşantılar sonucunda örselenen benlikleri , kendilerine olan güvensizlikleri , buna bağlı bir takım psikolojik rahatsızlıkları yaşamları boyunca taşımak zorunda kalacaklardır.
ÖNERİ 2:
Bu çocukların yukarıda belirtilen özellikleri ve eğitim öğretimlerinde dikkat edilmesi gereken hususlar göz önünde bulundurularak normal sınıflarda eğitimlerine devam ettirilmeleri, akademik başarısızlık gösterdikleri derslerde uzman öğretmenlerle bireysel eğitim alarak desteklenmeleri ve enerjilerini sağlıklı olarak aktarabilmelerine olanak verecek ders programının oluşturulması gerekmektedir.
Alanda tartışması yürütülen bu iki farklı görüşe yönelik genel bir bakış açısının oluşturulabilmesi için alanda DEHB'na yönelik uygulamaların komisyon üyeleri tarafından araştırılmasına , literatür taraması yapılmasına ve bu konuda uzmanlaşmış akademisyen grubunun görüşlerine başvurulmasına karar verilmiştir.